Rüya Analizi İle
Arketipsel Alanların Dönüşümü

Her İnsan Tekrar Ettiği Şeye Dönüşür!

Arketipsel alanları plasentaya benzetebiliriz. Plasenta alanı içerisinde bir cenin vardır ve alanın genişleme ve daralma potansiyeline uygun bir dengede gelişir. Cenin, alanın gereksinimlerine uygun bir büyüme göstermek durumundadır. Alandan beslenerek beden oluşacaktır ve aylık döngülere uygun şekilde iç ve dış organlar gelişecektir. Gelişemediğinde ortaya premature bir yapı çıkar.

Hem kendimizin hem de ilişkide olduğumuz kişilerin arketipsel alanla uyumlu yaşayıp yaşamadığını anlamak için öncelikle arketipsel alanla uyumlu ve dengede olmayan davranış ve seçimlerimizin yani paternlerimizin farkına varmamız gerekir. Arketipsel alanların kendine has doğal döngüleri vardır. Marie Louis Von Franz’ın ifadesiyle, “Arketipler doğanın sabitleridir.” Nesneldir, evrenseldir ve öznel yoruma tabi değildir. Bu nedenle sadece duygularımıza kapılarak verdiğimiz kararlar bizim arketipsel alanlarla dengesiz bir hizalanma yaşamamıza neden olur. Dengeye yakınsak öz güvenimiz güçlüdür, ilişkilerimizde davranışlarımızda tutarlı oluruz. Kişiye, konuya ve yerine göre kimi zaman etkili bir esneklik kimi zaman da etkili bir katılık sergileyebiliriz. Dengeden uzak davranışlarımız varsa, evrensel ve doğanın içeriği olan alanlarla uyumumuzu kaybetmişiz demektir.

Her birey temsil ettiği dominant arketipsel bir alanı, temel bir meselesi vardır. Örneğin, kişi güvenlik, terk edilme, mükemmeliyetçilik, özgürlük, zorbalık ve kurban alanlarının döngüsel ritmine sahip olabilir. Bir ilişki başladığında, karşımızdakinin hangi arketipsel alanı temsil ettiğini anlamamız için zamana ve gözleme ihtiyacımız vardır. Karşımızdakinin davranışlarını, taleplerini, seçimlerini gözlemlememiz gerekir. Sonuçta iki kişi da farklı arketipsel alanların imgeleri ve o alanlara ait davranış ve seçimlerle ilişkiye girer.

Her insan yapıcı ya da yıkıcı da olsa, kendi döngüsünü gerçekleştirebileceği bir alanın açıldığı ilişkiyi ya da yaşamı tercih eder. Her birey, tekrar ettiği alanı temsil eden bir maddedir. İçerisinde şahane bir piyano olan bir odaya girersin. Piyanoyu çalamazsan, onu çalan biri olsa da o alana uyumlu değilsen alanın farkına varamazsın, gereken değeri veremezsin. Piyano sadece alanı temsil eden bir sembol olarak kalır. Çünkü o alana aşina değilsindir. Bilmediğin bir alanın göz kamaştıran yanlarına çekilebilirsin. Fakat seni içine çeken güzellik aynı zamanda seni oraya hapsedebilir. İlişkiler de böyledir. Bilmediğimiz bir enstrumanı çalamadığımız gibi, bilmediğimiz bir alanı temsil eden kişinin davranışlarına da anlam veremeyiz. Çünkü karşımızdaki kişi çoğunlukla gölgede kalan parçamızdır. Ani duygusal tepkilerimizle, ya da sezgilerimizi dinlemeden mantığımızla verdiğimiz kararlar çoğunlukla bizi kendi arketipsel döngümüzün olduğu alana hapseder. Örneğin, bir narsistin patenlerini görmezden gelirsek kurban alanının döngüsünden çıkmamız mümkün değildir.

Rüyalar Arketipsel Alanlarla Bizi Yeniden Uyumlar

Rüya analizi veya çevirisi objektif ve kişisel içerikler arasında bağlantı kurarak gitmelidir. Doğa sürekli objektif olanı, evrensel doğru olanı açığa çıkartır.
Dünyaya sadece bizim renkli gözümüzden bakarak devam edersek alanların döngülerine sıkışır kalırız. Psişeyi anlamak için doğanın büyüme ve sınırlama ritmine bakmamız gerekir. Ağacın büyüme şeklini gözlemleyerek büyümesini neyin sağladığını ya da büyümeyi neyin durdurduğunu gözlemleyebiliriz.
İyi giden ve kötü giden gelişim sürecini görürüz.

Rüyalar, doğanın büyüme ve sınırlandırma ritmini bizlere sunarak fazla büyümüş ya da sınırlanmış, bizi yıkıcı bir alana götüren ya da götürebilecek alanlar hakkında birer ön görü sağlar. Bu sayede telafi edici mekanizmalarını devreye sokarak içinde bulunduğumuz kısır döngüsel alanlardan çıkabilmemiz için bize rehber olur. Örneğin, iki kişinin evliliğindeki merkezi dinamik nedir? Kadın, kontrolcü mükemmeliyetçi anne babanın çocuğuysa, bu alanlar yaşamının dominant meseleleri olacaktır. Aşırı büyümüş bilinçli tutumlar rüyalarla dengelenmeye çalışılır. Rüyaları genellikle mükemmeliyetçilik, sınır çizme ve çizememe arketipsel alanları ile ilgili olacaktır. Erkek sorumsuz baba koruyucu annenin çocuğuysa, kendi meseleleri de bu alanlar etrafında dönecektir. Güvenlik, çocuk, erginlenme alanlarının telafisi rüyalarla gelecektir.

Kişinin ana arketipsel alanı neyse rüyalar o alanın dengelenmesi üzerine gelecektir. Örneğin, bireyin ana meselesi özgürlükse, rüyaları temelde bu alanda yaşadığı döngülerin telafisini hakkında yol gösterecektir. Tersine, ana meselesi kısıtlanmaysa, rüyaları bu alanın dengelenmesi üzerinde açılımlar getirecektir. Rüya analizi, karanlıkta kalmış yani bastırdığımız parçalarımızı bilincimize getirerek yaşantımızı yeniden yapılandırmamız yönünde bize evrensel bir kaynak sunar.

The Teachings of Soul kitabında Talmudik üstad Saul Lierberman kutsal bir metne yaklaşırken varsayım ve önyargıdan uzak durmalıyız der metni anlamak için. Aynı şekilde bizlerin de rüya imgelerinin kutsal içerikler olduğunu unutmaması gerekir. Rüyada görülen bir imge hangi arketipsel alanın temsilidir? Rüyada bir hayvan, bir ev, bir mekan ve insanlar gördüysek her birinin bir alanı ve patenlerini temsil ettiğini bilmemiz gerekir. Tüm bu imgeler bir hikaye oluşturduğunda psişenin onarmak istediği dominant arketipsel alan ortaya çıkar.

Rüya analizi, disiplinler arası çalışmayı gerektirir. Bilinçli zihinden çok daha üstün bilinç dışı zihin vardır. Profesyonel bir rüya analisti ya da çevirmeni hem arketipsel nesnel alanlara bağlı olarak hem de rüyayı gören kişinin bilinçli yaşantısındaki öznel tutumunu dikkate alarak imgeleri deşifre edip çevirisini yapmaktan sorumludur.