Hızır’ın Dini, Mitolojik Ve Kültürel Yapısı
Hıdırellez, Türk ve Orta Asya kültürlerinde önemli bir geleneksel bayramdır. Hıdırellez, 6 Mayıs tarihinde kutlanır ve baharın başlangıcını, doğanın canlanışını ve bereketin artışını simgeler.
Bu bayram, İslam ve Türk mitolojisi arasında bir sentez olarak kabul edilir. Adı, İslam peygamberlerinden Hızır ile İlyas isimleri, Osmanlı Türklerinin kültüründeki ılıman hava perisinin adlarından türetilmiştir. Bu gün, Hızır ve İlyas’ın Dünya’yı ziyaret ettikleri ve bereket getirdikleri inancıyla kutlanır.
Hızır Peygamber, İslam geleneğine göre yaşamış ve ölümsüzlüğe ermiş bir peygamber olarak kabul edilir. İslam inancına göre, Hızır Peygamber, Allah’ın özel bir kulu ve elçisidir. Kur’an’da adı geçmese de İslam geleneğinde önemli bir yere sahiptir. İslam’ın yanı sıra, Hristiyanlık ve Yahudilik gibi diğer Semavi dinlerde de Hızır’a benzer figürlere rastlanır.
Hızır Peygamber’in en çok bilinen hikayesi, Hz. Musa ile olan buluşmasıdır. Bu buluşma, Kur’an’da “Kehf Suresi”nde anlatılmaktadır. Hz. Musa, Hızır ile birlikte bir yolculuğa çıkar ve bu yolculuk sırasında Hızır’ın yaptığı gizemli davranışlara tanık olur. Bu hikaye, öğretici ve derin anlamlar içermesiyle İslam geleneğinde önemli bir yer edinmiştir.
Hızır Peygamber’in özellikleri ve görevleri konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bazılarına göre, o ölümsüzdür ve bilgelik, iyilik ve doğruluk gibi erdemleri temsil eder. Diğer bir görüşe göre ise Hızır, ölümsüz değil, fakat uzun ömürlüdür ve Allah’ın izniyle olağanüstü güçlere sahiptir.
Hızır Peygamber’in önemi, onun Allah’ın iradesini temsil ettiği, insanlara yardım ettiği ve doğru yolu gösterdiği inancından gelir. Ona dair anlatılan hikayeler, İslam inancının derinliklerini ve Allah’ın sırlarını anlama çabasının bir parçasıdır. Hızır, inananlar için bir rehber ve örnek bir karakterdir, onun hikayeleri ve öğretileri İslam kültüründe önemli bir yere sahiptir.
Mehmet İpek’e göre, Hızır Peygamber’in kimliği hakkında en önemli kaynaklardan biri Kur’an-ı Kerim’dir. Kur’an’da Hızır’ın adı geçmemesine rağmen, müfessirler Kehf Suresi’nde Musa’nın yolculuğunu anlatan bölümde Hızır’a dair ipuçları bulduklarını ifade ederler. Kehf Suresi’nde, Musa ve Hızır’ın yolculuğuna dair detaylı anlatımlar bulunmakla birlikte, Hızır’ın ismi doğrudan geçmez; genellikle “kullarımızdan bir kul” şeklinde ifade edilir.
Buhârî, Muslim, Tirmizi, İbn Mace ve Ahmed b. Hanbel gibi hadis kitaplarında da Hızır ile ilgili rivayetlere rastlanır. Bu hadislerde, Kehf Suresi’ndeki bilgilere ek olarak farklı detaylar da bulunmaktadır. Rivayetlere göre, Musa’nın İsrailoğullarına “en bilgili insan kimdir?” sorusuna “ben” cevabını vermesi, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaz ve kendisinden daha üstün bir ilme sahip olan “Hadır” adında bir kullun varlığı Musa’ya bildirilir. Bunun üzerine Musa, Hızır’ı bulmak üzere yola çıkar. (İpek, 2022: 52)
Hızır’a bu ismin verilmesiyle ilgili olarak Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte açıklamalar yapılmıştır. Buna göre Hızır, “Kuru yerde oturduğunda altında otlar yeşerip dalgalanır” şeklinde tasvir edilir. Ayrıca, hadis-i şeriflerde anlatılan diğer önemli bir bilgi ise “ab-ı hayat” konusundadır. Ab-ı hayat, buluşma yerindeki bir kayanın altında bulunan “hayat” isimli bir su kaynağıdır. Bu su kaynağının değdiği her şeyi canlandırdığı rivayet edilir. İslam inancına göre, Hızır peygamber “hayat suyu” veya “ölümsüzlük suyu”nun bekçisi olarak bilinir.
Mehmet İpek’e göre, Hızır’ın ölümlü olup olmadığına dair farklı görüşler bulunmaktadır. İslam alimleri arasında Hızır’ın kimliği konusunda farklı kanaatler vardır; bazıları onun bir peygamber olduğunu düşünürken, diğerleri bir veli veya melek olduğunu savunur. Hızır’ın bir peygamber olduğuna inananlar, Kehf Suresi’nde Hızır’a ilim ve rahmet verilmesini ve Musa’dan daha üstün vasıflara sahip olmasını kanıt olarak sunarlar.
Halk Anlatılarında Hızır Karşılaşmaları
Hızır ile bağlantılı sözler günlük olaylar içinde, özellikle de bireysel ve dünyevi sıkıntıların çözümünde karşımıza çıkar. “Hızır gibi imdada yetişmek” veya “Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez” gibi deyimler de bu teması yansıtır. Hızır, genellikle ak sakallı, nur yüzlü ve uzun boylu olarak betimlenir ve halk hikayelerinde merhametli, cana yakın, tatlı dilli ve yardımsever bir karakter olarak tanıtılır. Halk anlatılarında, Hızır bazen bir kahraman olarak yardıma koşarken, bazen de yardıma muhtaç bir şekilde karşımıza çıkar. Bu durumlarda, oldukça aciz, yoksul, üstü başı dağınık, hatta bazen zahiren nefret edilecek kadar çirkin bir şekilde betimlenir. Ancak bu perişan hali, aslında muhatabı için bir imtihan olarak algılanır. Halk inancına göre, Hızır’a yardım edenler bereketlenir, malları artar ve sağlık bulurlar; onu aşağılayanlar ise perişan olurlar.
“Her geceyi Kadir, her gördüğünü Hızır bil” sözü, bu hassas durumu ifade eden veciz bir ifadedir. Hızır aynı zamanda ism-i a’zamı ve çeşitli duaları bilir; bu duaları öğrenenler her istediklerine nail olurlar. Ona ab-ı hayatı içtiği için ölümsüzlüğün sırrına ermiş olarak inanılır ve hastalara şifa verdiğine, kimya ilmine vakıf olduğuna ve defineler hakkında bilgisi olduğuna inanılır.
Masallarda Ve Mitolojide Hızır İmgesi
Hızır, halk hikayelerinde ve masallarda da sıkça bir kahraman olarak karşımıza çıkar. Bu anlatılarda, genellikle genel Hızır anlayışına uygun olarak, zor durumda olanlara yardım eder, diğer kahramanlara doğru yolu gösterir ve hastalara şifa verir. Genellikle ak saçlı ve ak sakallı bir ihtiyar olarak betimlenir ve yardıma koşan bir kahraman olarak tasvir edilir. Örneğin, Dede Korkut Hikayeleri, Battal Gazi, Saltıknâme, Danişmednâme, Köroğlu Destanı, Tahir ile Zühre, Kerem ile Aslı gibi önemli eserlerde Hızır, bu şekilde yardım eden ve sonra ortadan kaybolan bir karakter olarak yer alır (İpek, 2022: 55).
Oryantalistler ve günümüz Batılı araştırmacılar, Musa ve Hızır kıssasını, Gılgamış, İskender ve Glaukos hikayeleriyle ilişkilendirmişlerdir. Bu hikayeler, genellikle Yahudi geleneklerinin dışında ortaya çıkmıştır. İskender hikayesi diğerlerine kıyasla daha fazla ilgi görmüştür. Oryantalistlerin Musa ve Hızır kıssasını ilişkilendirdikleri Yahudi geleneğindeki anlatım ise Rabbi Yeşu b. Levi hikayesidir (Yasin, 2014).
Hızır Peygamber’in hikayesi, İslam kültüründe derin bir köklülüğe ve anlam zenginliğine sahiptir. Kur’an’da yer almasa da, hadislerde ve halk inançlarında sıkça bahsedilen bir figür olmuştur. Onun hikayesi, merhamet, bilgelik, iyilik ve umut gibi evrensel değerleri temsil eder. Halk hikayelerinden tasavvufa, edebiyattan mitolojiye kadar birçok alanda etkisi görülmüştür. Hızır’ın, insanlara rehberlik etme, yardım etme ve iyiliği yayma misyonu, onu dinî ve kültürel bağlamda önemli bir figür haline getirmiştir. Onun hikayesi, insanlığa süregelen bir öğüt ve ilham kaynağı olmaya devam edecektir.
Kaynakça
İpek, M. (2022). “Hızırname” ve “Hızırla Kırk Saat”te Hızır İmgesi. İstanbul, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Yasin, M. (2014). Mūsā-Hızır Kıssası ve Kıssanın YahudiKökeniyle İlgili İddiaların Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 55(2), 130